8 Temmuz 2008 Salı

Cam Fanustaki Kimya bölüm 1

Arkadaşlar Merhaba,

İnternet üzerinde akvaryum ile ilgili değişik bilgiler ararken aşağıda görülen makaleyi buldum. Yazı bir seminer için basit ve herkesin anlayabileceği bir dille yazılmış. Hazırlayan İnönü Üniversitesinden Yard. Doç. Dr. Zehra KÜÇÜKBAY. Dün kendisinden yazısını Forum'da yayımlamak için izin istedim. Zehra Hanım nezaket örneği göstererek bu bilgiyi Forum'da yayımlamama müsade etti.

Kendisine teşekkür ediyorum.

Cam Fanustaki Kimya

Akvaryum Suyu

Su olmadan akvaryum olmaz. Beslenecek hayvanın, barınma ve yaşamasını sağlayan suyun bulunması gerekir.
İnsanlara, havanın gerekliliği gibi, su da, burada yaşayan hayvanların ihtiyacı olan oksijeni içerir, onların vücutlarını destekler, bitkilerin köklerini tutar.
Suda yaşayan balıklar, su içer, tuz bırakır veya su bırakıp tuz alır, bu balığın tatlı su veya deniz balığı olmasına göre değişir. Dünyanın yüzde yetmişini su kaplar. Daha çok tuzlu su (denizlerde) bulunurken, ırmaklarda ve göllerde de tatlı su vardır ki, bu tüm miktarın yüzde üçünü teşkil eder; bunun yüzde 75'i buz şeklindedir, kutuplardadır. Akvaryumlarda tatlı su olsun, deniz suyu olsun, bir takım işlemleri gerektirir, rasgele doldurmakla olmaz; aksi halde kirli su balıklara, canlılara zarar verebilir.

Su Nedir?
Su genellikle H2O formülüyle ifade edildiği gibi iki molekül hidrojen ve bir molekül oksijenden meydana gelmiştir, bazen içerisinde sodyum klorür (NaCl) bulundurur. Ama, suyun içerisinde pek çok ufak canlılar ve mineraller de vardır. Bunları bilmeden, çeşitli ülkelerden iklimlerden gelen balık ve öteki canlılara bunların etkilerini anlamadan işe başlamak olmaz. Dünyada, daha çok tuzlu su denizlerde bulunur. Deniz, içerdiği tuzla oldukça dengeli bir ortamdır; tuz oranı, yer yer değişiklik gösterir. Tatlı su ise azınlıktadır. Balık beslerken, denizden gelenlerin beslenmesinde deniz suyunun göz önünde bulundurulmasını düşünürken, tatlı su seçiminde de bir takım özelliklerin düşünülmesi gerekir.

TAZE, TATLI SUYUN ELDE EDİLMESİ

Denizlerden, güneşin etkileriyle uçan su buharları atmosferde birikir, bu esnada tuz ve öteki kimyasal maddeler denizde kalır. Atmosferde yoğunlaşan bulutlar giderek daha da yoğunlaşıp yağmur olarak yere düşer. Saf, taze, tatlı su olan yağmur suyu atmosferden ve düştüğü topraktan etkilenebilir. Bu süreç boyunca geçtiği topraklardan bir takım kirleticileri alan su denize varıncaya kadar değişikliğe uğrar; mineraller, endüstriyel atıklar, ayrışan bitkiler suyu kirletir.

Su ve suyun konukları, suda yaşayan hayvanlar, canlılar

Akvaryumda beslenen hayvanlara, çıktıkları ortamın suyuna benzer su vermek en akıllı hareket olur. Deniz canlılarının aksine, tatlı suda yaşayanlar arasında çok büyük ayrıcalıklar izlenir. Dağ çağlayanları serindir ve hızlı akan bu çağlayanların oksijence zengin oldukları bilinir. Bu sularda, kayalardan süzülüp gelen bir takım minerallere rastlanır, sular saf olsa da, yer altı dehlizlerine ve ısı katmanlarına rastlayınca asit etkisi kazanır. Bu sularda Danios tipi balıkları izleriz.

Tropikal, çaylar, ırmaklar ve göller

Tropik ormanları katedip, akan ırmaklar genellikle yumuşak ve asitli sular içerir. Daha yavaş akan bu sular dağ çağlayanlarına göre daha az oksijenlidirler. Tropikal balıklardan, akvaryuma alınanların çoğu, işte bu sulardan gelir, bunlar arasında Barb grubu da dahildir. Characins'ler , Cihlid'ler, Rasbora'lar yine bu sınıftan hayvanlardır. Orta Amerika'nın ormansız bölgelerinden akan sular yine ağır akarlar, suları sert ve alkali özelliklidir. Bu sularda yavru doğuranlar, örneğin Svvordtail, Molly ve Platy yaşar.

Mevsimlik tropikal ırmaklar

Göllerin ve ufak ırmakların pek çoğu, her yıl kurur; muson yağmurlarıyla ancak canlanır, kabarırlar. Bunların koşullarında çok önemli değişiklikler izlenebilir. Bu değişiklikler, akarsu yatağının bileşimine göre yumuşak ve asitli olabilir; bazen de buharlaşmayla giderek sertleşir. Bu sular genelde çok yavaş hareket eder, durgundur ve oksijen içeriği zayıftır. Mevsimlik balıklar daha çok Killifish denilen türlerdir, bunlar aşılanan yumurtalarını çamurlara gömer ve suların kabarmasıyla da üreyip yüzmeye başlarlar, mevsimlik kuraklığa aldırmazlar.

Göller
Afrika'nın Rift Vadisindeki büyük göller su toplayan göllerdir; sadece buharlaşmayla su kaçağı olabilir. Burada su çok serttir ve "baziktir" Oksijen içeriği rüzgârla ve dalga hareketiyle zenginleşir. Bu sularda Cichlid türü balık bulunur.

Her iki suya uygun türler

Denize yakın ırmaklarda yaşayan balıklar, bir yandan tatlı suda yaşarlarken, zaman zaman karışan her iki suya da kendilerini adapte ederler. Bu hareketli suların oksijen içeriği fazla olabilir; ayrıca sertlik derecesi artabilir, alkali oranı yükselebilir. İşte bu suların balıkları tuzlu suda ve az tuzlu suda yaşayabilirler. Bu suların türleri arasında Monos ve bir kısım Möllies vardır.

Denize özgü balıklar

Denizlerde tuzluluk oranları genelde fazla ayrıcalık göstermez. Örneğin Hint Okyanusunun suyu ile Kızıl Deniz arasında çok az tuzluluk farkı vardır. Bu sularda yaşayan balıkların büyük bir kısmı mercan kayalıkları arasında barınırlar. Buranın balıkları derin sulardakilere göre, akvaryumlara daha uygundurlar.

MERCAN TAŞLARI-KAYALARI

Alkali nitelikli olan deniz suyu, kalsiyum depolayan hayvanların parçalanmasıyla meydana gelen mercan kayalıklarının, etrafındaki deniz suyundan etkilenmediği görülmektedir, ve bu sular sığ olduklarından sıcaktır da. Süzücü anemonlar ve tüp solucanlar vasıtasıyla olduğu kadar, dalga hareketiyle temizlenen bu sular berraktır, bu suların Amphiprion ve Chaetodon gibi açık renkli balıkları diğer balıklar arasında çok görülür, akvaryumların da sevimli balıkları arasındadır.

Su kaynakları

Doğal su ile akvaryum beslemek önerilse bile, günümüzde akvaryumcuların, yerinde, bulabildikleri sudan yararlandıkları bir gerçektir. Çünkü kent yaşamında doğal kaynaklardan su taşımak, ne kolaydır ne de ekonomik.

Taze yağmur suyu kullanılması

Büyük akvaryumları yağmur suyuyla beslemek kolay olmaz. Yağmur sularının da atmosferde endüstriyel atıklarla kirlenmiş olmaları olasılığı vardır. Ufak akvaryumları bir miktar yağmur suyuyla doldurmak olanaklıdır, ayrıca sert suların yağmur suyuyla yumuşatılması olanağı da böylece vardır

İlk düşen yağmur sularının toplanmaması, bir süre yağıştan sonra su biriktirilmesi lazımdır.

Ayrıca yağmurun, kirlenmemiş, zehir etkisi almamış, metalik etki vermeyen, borulardan zarar görmemiş, yağlı boyadan kirlenmemiş olmasına dikkat edilmelidir.

Şehir suyundan yararlanma

Şehir suyunu bir takım işlemlerden geçirip akvaryumda kullanabilirsiniz. Katkıların bir kısmı balıkları zehirliyebilirse bile, bunları bertaraf edebilirsiniz.

Musluktan su almadan önce birkaç dakika suyu akıtıp bakır ve diğer zararlı metal etkilerini gideriniz.

Klor etkisinin giderilmesi için suyun asgari 12 saat kadar dinlendirilmesi gerekir. Bakır ve çinko gibi ağır metal etkilerinin giderilmesi için akvaryum malzemesi satıcılarından hazır tabletler alıp kullanabilirsiniz.

Deniz suyu kaynakları

Deniz suyunu kullanırken temiz, endüstriyel ve kent atıklarıyla kirlenmemiş olması gerekir. Doğal deniz suyunun yararından çok, zararlı mikropları olduğundan "sea-miks" denilen sentetik suyun hazırlanması gerekir.

"Sea-miks" sentetik deniz suyunun hazırlanması, kullanılması

Yapay deniz suyu akvaryum malzemesi satıcılarında bulunur; doğal deniz suyuna çok yakındır ve balıklar için çok uygundur. Paketteki "sea-miks" miktarını belirli ölçek akvaryuma kullanmanız gerekir. Karışımı kullanınca suyun yoğunluğunu ölçüp birkaç saat havalandırın, yine ölçün ondan sonra balıkları akvaryuma bırakın

Akvaryum suyunun niteliği

Suyun saf, temiz dengeli olarak sağlanıp, böylece devam ettirilmesi önem taşır. Bunu temin etmek için iyi bir süzme sistemiyle uyumlu bir değişme düzeninin (su değişme) yapılması lazımdır. Şehir suyuyla akvaryumda başarı sağlamak için suyun denenmesinde, kimyasal ayarlamanın yapılmasında bilgili olmak gerekir.

Suyun asit ve baz özelliği

Ph, bir çözeltinin asitlik veya bazlık değerlerinin ölçüsüdür. pH 0 ile 14 arasında bir değer skalasında ölçülür, özel durumlarda pH değeri bu değerleri aşabilir, ama bu nadir ve akvaryum hobisi ile ilgili olmayan bir durumdur. Ph, Hidrojen iyon konsantrasyonunun negatif logaritma değeridir : pH = -log[H+].

Suyun pH değeri, sudaki hidrojen iyonları [H+] konsantrasyonunun, hidroksit iyonları [OH-] konsantrasyonuna oranıyla belirlenir. Eğer H+ iyonları, OH- iyonlarından fazla ise, su ASİDİK'tir ( pH 7'den küçüktür ). Eğer OH- iyonları, H+ iyonlarından fazla ise, su BAZİK'tir ( pH 7'den büyüktür ). Eğer OH- ve H+ iyonları birbirlerine eşit miktarda ise su NÖTRAL'dir ( pH 7 değerindedir ).

Ph, akvaryumculuktaki en önemli ölçümlerden biridir. Balıkların doğada bulundukları ortamlardaki pH değerlerine yakın değerlere sahip akvaryumlarda yetiştirilmesi, çok önemlidir. Akvaryum canlıları için uygun pH değerleri, genellikle pH 6.0 - pH 9.5 arasındadır. Ph 4.0 - 10.0 aralığının dışında canlı türlerinin çok büyük bölümünün yaşaması mümkün değildir.

Doğal olarak her balık türüne uygun olan pH değeri farklıdır; ancak genellikle aynı coğrafyada yaşayan balık türlerinin gerektirdikleri pH değerleri birbirlerine benzer.

Sudaki hızlı pH değişimleri tehlikelidir! Çoğu zaman, suyun mutlak pH derecesinden çok, pH'ın dengede sabit tutulması önemlidir. Çünkü balıklar, bitkiler ve mikroorganizmalar, ani pH değişimlerinden son derece olumsuz etkilenirler. Suyun pH derecesinin dengede tutulmasında bikarbonat sertliği önemli rol oynar.

Genel olarak, suyun bikarbonat sertliği yükseldikçe pH da yükselir ve daha kolay dengede tutulur.

Ph ve Karbondioksit

Bir akvaryumda pH değerini etkileyen en önemli madde karbondioksittir . Suda ne kadar çok karbondioksit varsa pH da o kadar düşer. Gündüzleri bitkiler fotosentez sırasında karbondioksit alır oksijen verirler. Bu yüzden de bitkili akvaryumlarda pH derecesi, sabah ışık ilk açıldığında en düşük noktasındayken akşam ışığın kapanmasına yakın en yüksek noktasına ulaşır.

Devam Edecek

Hiç yorum yok: